4 Eylül 2014 Perşembe

Röportajlar #1 (Gülnaz Aksu'nun Benimle Yaptığı Röportaj)


 Herkese merhaba. Umarım gününüz güzel geçiyordur.

 Bugün sizlerle her zamankinden farklı olarak Sevgili Gülnaz Aksu'nun benimle yapmış olduğu röportajı paylaşıyorum.

 Ben soruları çok beğendim ve cevaplarken inanılmaz derecede eğlendim umarım siz de benim kadar zevk alırsınız.

 Hakkımda daha fazla bilgi edinmek ve sorulara verdiğim yanıtlarını öğrenmek için okumaya devam edin.


       Klasik soruyla başlayalım. Glorrry kimdir?

Glorrry, 20 yaşında, Bilgisayar Mühendisliği öğrencisi, İzmir’de yaşıyor, ailesine, kitaplara ve hayvanlara düşkün biri.

      Glorrry Book isminin hikayesi var mı?

 Glorrry benim sözlükten rastgele bulduğum, anlamını çok beğendiğim ve uzun süredir kullandığım bir takma addı. Ancak zamanla öylesine benimsedim ki bir blog açmaya karar verdiğimde de bu ismi kullanmanın benim için daha uygun olacağını düşündüm. Bunun yanı sıra Glorrry birçok yönden benim gerçek adımla örtüşüyor.
 Gelelim blogumun ismine. Glorrry Books bir anda ortaya çıkan bir fikir çünkü Glorrry olarak bir blog açmak istediğimde ne yazık ki bu adın daha önce kullanıldığını fark ettim ve sonrasında Glorrry Books olarak kaldı. Ayrıca kulağa da kafiyeli geldiğini düşünüyorum bu akılda kalıcılığı açısından da ideal. Üstelik Görkemli Kitaplar şeklinde türkçeye çevrilebilir ve her kitap kendi içinde görkemlidir aslında.

        Blog serüvenin nasıl başladı ?

 Blog açma fikri bir anda ortaya çıktı ve blogumu açmadan önce bu tür uğraşlar içinde olan kişilerden haberdar değildim malesef.  Genellikle arkadaşlarımdan ya da kütüphaneden ödünç aldığım kitapları okuyan biriydim ta ki blog açana kadar. Hal böyle olunca yıllar önce okumuş olduğum ve beni çok da etkilemeyen bir kitap hakkında fazla şey hatırlamadığımı fark ettim. Sahip olmadığım kitaplarla ilgili düşüncelerimi bloga aktaracak ve bu sayede ilerleyen yıllarda aklıma takıldıklarında dönüp bakabilecektim ki yayınladığım ilk iki yazımdaki kitaplara da sahip değilim. Yazılarımı  herhangi bir defter yerine bu tür bir sosyal paylaşım sitesine eklememin sebebi ise uzun vadede daha kalıcı olmalarını sağlamaktı.

 Blogunun bir amacı/hedefi neler?

 Blogumu açarken bu işin bu denli yayılabileceğini ve insanların kitaplar hakkında fikirlerime bu kadar önem vereceklerini düşünmemiştim bu sebeple haliyle kendime bir hedef de koymadım. Şu an için ise hedefim daha fazla kitap okuyup insanlara daha fazla fikir vermek.

 Blogunda kısa dönemde veya uzun döneme yayarak gerçekleştirmek istediğin projelerin var mı?

Yakın zamanda blogumda bir çekiliş düzenlemeyi planlıyorum. Ayrıca ilerleyen zamanlarda takipçilerimle buluşup sohbet etmenin yanı sıra ‘’ Blind Date with a Book ‘’ etkinliğini yapmak çok isterim.

 Hedef kitlen gün geçtikçe artıyor. Özellikle de Instagramda bloguna göre daha fazla takipçin var. Bunun sebebi ne sence?

  Instagram hesabımda daha fazla takipçiye sahip olmamın sebebini, Instagramı daha aktif kullanıyor olmama ve bir çok insanın Google hesabına kıyasla Instagram hesaplarının olmasına bağlıyorum.

 Kitap yorumu yapan bir sürü kişi ve blog varken senin kısa zamanda bu kadar çok sevilmenin ve ilgi görmenin sebebini neye bağlıyorsun?

  Öncelikle elimden geldiğince bana yöneltilen tüm soruları cevaplamaya ve takipçilerimle daima iletişim halinde olmaya çalışıyorum. Bunun dışında diğer birçok kitap bloguna oranla okuduğum tüm kitapların incelemelerini yapıyorum. Üstelik inceleme yaparken mümkün olduğunca titiz davranmaya özen gösteriyorum. İnsanlar blogumu ziyaret ettiklerinde yalnızca benim düşüncelerimi değil, yazarla ilgili çeşitli bilgiler ve kitabın konusunu bulmanın yanı sıra o türde okuyabilecekleri başka kitaplar ile seyredebilecekleri filmleri de keşfedebiliyorlar.

 Yazdığın kitap yorumları için geliştirdiğin bir yöntem, izlediğin bir yol var mı?

  Blog yazılarımı beliri bir düzene göre yazıyorum. İlk önce kitap hakkında bir künye oluşturuyor sonrasında ise kitabın kapak tasarımı , yazarı ve konusu hakkında bilgi vermeye çalışıyorum. Konusunu yazarken münkün olduğunca merak uyandırıcı olmasına ancak spoiler içermemesine dikkat ediyorum. Yazımı sonlandırırken çoğunlukla bu konudaki kitap ve film önerilerimi de takipçilerimle paylaşıyorum.

  Postlarını hazırlarken en çok nelere dikkat ediyorsun?

 Her ne kadar spoiler’dan rahatsız olmayan biri olsam da yazılarımın spoiler içermemesine dikkat ediyorum. Bunun yanı sıra eksikleri olduğunu düşündüğüm bir kitabı incelerken bunu belirtiyor ancak başka okurların kitaptan soğumasına engel olmaya çalışıyorum. Sonuç olarak beni etkilemeyen bir kitap bir başkasının hayatını değiştirebilir.

Yorumlarken okurken not alanlardan mısın yoksa okumayı bitirdikten sonra spontane yazanlardan mı?

 Kitabın kapağını kapattıktan sonra hemen bilgisayarımın başına geçip o an ne düşünüyorsam yazmaya başlıyorum. Okurken not almıyorum fakat çok beğendiğim sözleri Twitter hesabımdan paylaşabiliyorum.

 Kitap okumak güzeldir. Ama çok fazla vakit ister. Ben de öğrenciyken kitap okumaya çok fazla zaman ayırabiliyordum fakat şimdi çalışırken buna pek vaktim olmuyor. Bir ayda Maximum 2 kitap okuyorum tabi o da çok çok boş vakit bulmuşsam. Sen bu kadar kitabı hayatına nasıl sığdırıyorsun? Başka bir işin,hobin yok mu?

 Kesinlikle kitap okumak zaman istiyor ancak daha fazla zaman alan şey kitabı yorumlamak. Aslında çok fazla kitap okuduğumu söyleyemem hatta çoğu insana göre az bile kitap okuyorum. Bu genellikle yavaş okumamdan kaynaklanıyor, kitabın ruhuma işlemesini istiyorum. Bunun dışında uzun süredir televizyon izlemiyorum, televizyon izlemek için ayıracağım zamanı kitaplarımla birlikte geçiriyorum.

 Şu ana kadar okuduğun kitaplardan en çok hangisi seni etkiledi? Neden?


 Buna tek bir cevap nasıl verebilirim bilmiyorum ama minimum tutmaya çalışayım.
  Elif Şafak’ın Aşk kitabını lisedeyken okuyup hayran kalmıştım. Birçok kişi kitabı ve yazarı acımasızca eleştirse de benim favori kitaplarımdandır. Gerek konusu gerekse yazarın kullandığı teknik beni büyülemişti. Üzerinden 5 yıl geçmiş olmasına rağmen beni en çok etkileyen kitaplar arasındaki yerini hâlâ korur. Sonraları Elif Şafak’ın İskender ile Baba ve Piç kitaplarını da okudum ve yazarın hayattaki duruşunu kendime yakın hissettiğimi fark ettim ancak diğer kitapları beni Aşk kadar etkilemedi.
 Bu yıl okuduğum ve çok sevdiğim George Orwell’ın Hayvan Çiftliği’nden de yeri gelmişken söz etmek isterim. Beni takip edenler her fırsatta bu kitabı önerdiğimi bilirler. Okumaktan en çok zevk aldığım türler arasında distopyalar var. Belki de içimdeki sisteme karşı gelme dürtüsünü distopya kitapları okuyarak bastırıyorum. Hayvan Çiftliği bu yıl okuduğum ve neden bu kadar geç kaldım dedirten, sonu facia ile biten bir peri masalı. Orwell’ın uslübu ve konuyu işleyiş biçimine kelimenin tam anlamıyla bayıldım.

 Bazı kitap bloggerları kitabın arka kapağını kopyala-yapıştır yapınca kitabı yorumladıklarını sanıyorlar ve bunlardan oldukça da artmaya başladı. Bu konuda ne düşünüyorsun?

 Herkesin kendi tarzı var ancak ben kullandığım her kelimenin bana ait olma fikrini seviyorum. Kitapçıya gittiğinizde kitabın arka kapağını okuyarak daha fazla bilgi sahibi olabilirsiniz elbette fakat ben kendi cümlelerimi yazıya dökerek içimdeki yazma istediğini bir nebze de olsa gideriyorum.
 Tabi bu oldukça emek isteyen bir iş, üstelik bir de hislerinizi doğru aktarmaya ve seçtiğiniz her sözcüğe dikkat etmeye uğraşıyorsanız bazen saatlerinizi alabiliyor.

 Senin takip ettiğin bloggerlar kimler?

 Mümkün olduğunca bu işi severek yapan tüm bloggerları takip etmeye çalışıyorum ancak  sanırım hepsinin adını burada sayamayacağım.

 En çok hangi tür kitaplar okumayı seviyorsun?

 Roman okumayı seviyorum. Ne yazık ki şiirlere aram çok iyi değil. Genellikle bana bir şeyler katan ve bakış açımı geliştiren kitaplar okumayı seviyorum. Bunun yanı sıra iyi yazılmış dram kitaplarına da hayır demem. Fantastik kitaplar arasında ise en sevdiğim tür şüphesiz distopyalar.

 Günümüz kitap yazarlarını ve kitap kalitesini nasıl buluyorsun?

 Şu sıralar ‘’aşk ‘’ kitapları oldukça revaçta. Elbette size derinden etkileyen göz yaşlarına boğulmanızı sağlayanlardan bahsetmiyorum. Hani şu her sayfada birkaç satırlık abartılı sözler bulunanlardan söz ediyorum. Bütün bunlar bana samimi gelmiyor ve bu tür kitaplar okumayı da sevmiyorum.
 Bunun dışında ‘’dizüstü ‘’ edebiyatın birçok kişiye okuma alışkanlığı kazandırdığı kanısındayım.

 Kitap seçmeden önce küçük bir araştırma yapıyor musun veya başka bloggerların yazılarını okuyor musun?

 Popüler olan ve konusu hoşuma giden kitapları, haklarında fikir sahibi olabilmek adına okuyorum. Ayrıca kimi zaman hiç bilinmedik bir yazarın duyulmadık bir kitabını da satın alıp çok beğenebiliyorum.

Bu da bloggerlara özel köşem; 
Hadi seni biraz daha yakından tanıyalım. Ne dersin?

• Favori rengin?

 Krem

•En sevdiğin gün?

Perşembe

•Şu sıralar modunu en çok yansıtan şarkı?

California Dreamin’



•En rahat olduğum yer?

Evim

•En sık gittiğin mekan?

İzmir Karşıyaka’daki birçok mekanı seviyorum.

•Yaz mı,kış mı?

İlkbahar? 

•En sevdiğin yemek?

Hamburger, Midye dolma, Kokoreç, Kumpir, Çiğ Köfte vb

Not: Yemek sayılmaz ama haşlanmış mısıra bayılırım.

•Düzenli olarak takip ettiğin blog var mı?

Kitap bloglarının büyük bir çoğunluğu

•Senden dizi ve film önerisi istesem?

Dizi: Kesinlikle Seinfeld
Film: Seçemeyeceğim kadar çok var.

•Olmazsa olmazın?

Ailem

•En son okuduğun kitap?

Paulo Coelho - Simyacı

•Kullanmaktan,almaktan asla vazgeçemem dediğin bir eşya,nesne?

Bilgisayar

  Geldik röportajın sonuna.. Benim sormayı unuttuğum,senin bahsetmek istediğin bir şey var mı ?

  Öncelikle bu güzel sorular için sana çok ama çok teşekkür etmek istiyorum. Öylesine güzel hazırlanmışlardı ki kendimi yeterince ifade edebilme imkanı bulabildim. Bunun dışında röportajımızı okuyan ve beni severek takip eden herkese de sonsuz teşekkürler.

Herşey için teşekkürler Glorrry :)

Gülnaz'ın Blogunu Ziyaret Etmek İçin Tıklayın

 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...